Örneklerden Ders Almak

Örneklerden ders almak

Örneklerden Ders Almak

Örneklerden Ders Almak

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi - Ana Sayfa
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
LinkedIn’de izle

İnsanın en basit ve temel öğrenme yolu karşılaştırmalardır. Bu nedenle siyahı beyazı, ışığı ve gölgeyi karşılaştırarak, ama ikisini birden (aynı anda) öğrenir. Siyahı ve beyazı grilerle karşılaştırmaya başladığında ise hem öğrenme süreci hem de genel anlamda insanın kendisi yaşam deneyimi açısından zenginleşir.

İş yaşamında karşılaştırmalar yapmamıza yardımcı olan unsurlardan birisi de kişilerin ve kuruluşların başarı öyküleridir. Bir başarının nasıl elde edildiği, gelecekte karşılaşılan durumlar için yeni davranış modelleri yaratılmasında yol göstericidir. Benzer biçimde; başarısızlık öykülerinden de gerekli dersler çıkarılır.

İşletme yönetimi, artık bir bilim haline dönüştü. Eskiden bir disiplin gibi söz ettiğimiz bu dalın, bir bilim olduğundan artık kuşkumuz kalmadı. Bu dalda, en az fizik – kimya – biyoloji gibi deneysel dallarda olduğu kadar yayın, buluş ve yenilik üretiliyor. İşletme yönetiminin kendi yolunu bulduğu ve yeni açılımlar yaptığı alanlarda en büyük yardımcısı ise başarı ve başarısızlık öyküleri olmakta. Bu nedenle bu tür öyküleri okumaya, incelemeye ve gerekli dersleri çıkarmaya özel bir önem vermek gerekli.

Örnek

Örneklerden Ders Almak

Yalnız kişilerin veya kuruluşların öykülerini okurken, durumu edebî bir hikâye veya roman okuma şekline de dönüştürmemek lazım. Bir başarı öyküsü, bir bilimsel esere göre daha az yoğun yazılmasına rağmen dikkat vererek okumayı gerektirir. Bu nedenle aşağıda sıralayacağım bazı önerileri göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.

Öncelikle; bir başarı (veya başarısızlık) öyküsünü okurken, söz konusu kişi veya kuruluşun içinde bulunduğu Dünya, ülke, bölge ve yakın çevre koşullarının farkında olmak gerekir. Hiçbir hikâye, içinde yer aldığı süper sistemden bağımsız olarak algılanmaya çalışılmamalıdır.

Benimle birlikte (muhtemelen bazı başka kişilerle de) film izlemek zordur. Çünkü filmin devamı hakkında sürekli tahminler ve yorumlar yapmayı severim. Eğer sesli düşünüyorsam; bu da, yanımdakiler için filmi sevimsiz hale getirir. Bu nedenle tahmin yapmamı zorlaştıran yüksek tempolu filmleri izlemeyi daha çok seviyorum. Film izleme konusunda böyle bir özürüm olmasına rağmen, bir başarı öyküsünü okurken size tahmin yapmayı öneririm. Okuduğunuz her olayın sonrasında yöneticilerin veya iş sahiplerinin nasıl davranmaları (veya davranmamaları) gerektiği konusunda yapacağınız tahminler, hikâyenin ilerleyen bölümlerinde sizin düşüncenizle gerçek olay arasında karşılaştırmalar yapmanıza imkân verir. Sizin, kendinizi sınamanız açısından bir tür gösterge olur.

Ders

Örneklerden Ders Almak

Gerek okuma öncesinde gerekse öykünün ilerleyen aşamalarında hikâye sahibinin güçlü ve zayıf yanları ile çevresinde yer almış fırsat ve tehditlerin neler olduğunu bulup not almaya çalışmak yararlıdır. Bu bulgular arasında stratejik olanların farkına varmak, kendi çevrenizi doğru algılamak açısından bir antrenman özelliği taşır.

Okuduğunuz başarı öyküsü, tümüyle sizin iş alanınızdan farklı olabilir. Bu durum, sizin öyküden dersler çıkaramayacağınız anlamına gelmez. Şunu da unutmayın ki; iş dünyası giderek karmaşıklaşıyor. Artık birbirinden soyutlanmış iş alanları çok fazla değil. Bugün eğlence diye okuduğunuz bir konu, kısa bir süre sonra ciddi iş alanınız olabiliyor.

Bir noktaya dikkat çekmek isterim. Bir başarı öyküsünü takdir edebilirsiniz. Ama okumaya daha başında bir ‘hayran’ olarak başlamayın. Böyle bir bakış açısı, ‘at gözlüğü’ görevi yapar. Bir miyopi yaratır. Sezar’ın hakkını Sezar’a verseniz de; eleştirel ve tartışmacı bakış açınızı kaybetmemelisiniz. Benzer biçimde başarısızlık öykülerini de bir kınama veya küçük görme vesilesi yaparak okuma anlayışı içinde olmamalısınız. Unutmayın ki; iyisiyle kötüsüyle yaşamın kendisi, daima bizim için derslerle doludur.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Kişisel gelişim kategorisine gönderilmiş ve , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir