Yeni Teknoloji, Doğa ve Kent – 5

Yeni Teknoloji, Doğa ve Kent – 5

Gürcan Banger

Kentler nüfus olarak yoğunlaşıp alan olarak genişledikçe giderek daha büyük tüketim merkezleri haline dönüşüyor. Tüketim ise –hâlâ yetersiz olmaya devam eden tüm geri dönüşüm çabalarına rağmen– daha fazla atığın doğaya verilmesi anlamına geliyor. Teknoloji atık sorunlarına çözüm bulabilir mi? Örneğin yeni teknolojilerden yararlanarak ve yenilikçi tasarım teknikleri kullanarak kentsel atıklar arasında yer alan atık suyun akarsulara ve su kaynaklarına deşarjı azaltılabilir. Buradaki ana fikir, doğayı kirletip yok etmemek için alınacak önlemlerin bir ‘maliyet’ olduğu, böyle algılanması gerektiği takıntısından kurtulmaktır. Doğa için yapılacak yatırımları geleceğin yeniden üretimi ve yeni kazanç kaynağı olarak kavramayı öğrenmeden sürdürülebilir bir yaşam mümkün olmayacak.

Doğanın korunup geliştirilmesindeki ana fikir ise doğanın kendini koruma içgüdüsüdür. Doğa ile ilgili alınacak önlemler bu içgüdüyü geliştirmeye ve kendi doğal olağanlığı içinde çözüm üretmeye uygun olmalıdır. Kent açısından akıllı, doğal bir altyapı oluşturmak için atık suyun geri kazanılması önemlidir. Bu konuda geliştirilmiş önlemlerden birisi cadde ve sokaklar için yollarda ve kaldırımlarda kullanılabilecek geçirgen zemindir. Bu tür kaplama teknikleri öncelikle ve kolay biçimde park alanlarında, bisiklet yollarında, yaya yürüyüş yollarında uygulanabilir.

Yağışın geri kazanılmasının birincil yolu suyun toprağa ulaşımının sağlanmasıdır. Bu tespit cadde ve sokak tasarımının temel ilkeleri arasında yer almak zorundadır. Bu nedenle cadde ve sokaklarda toprağa geçirgenlik sağlamayan zeminlerin tercih edilmemesi; cadde, sokak ve kaldırım yapımında geçirgen olmayan malzeme kullanımının azaltılması gerekir. Böylece cadde ve sokak boyunca akarak kanalizasyona, dolayısıyla akarsulara giden suyun önü alınmış olur.

Akıllı kentin niteliklerinden birisi olan cadde, sokak, kaldırım ve açık alan tasarımının –doğanın kendini koruma içgüdüsünü dikkate alarak– bir yeşil altyapı oluşturmak üzere atık suyun kanalizasyona deşarjını engelleyip toprağa karışmasını sağlayacak biçimde yapılması gerekir. Bu amaçla yağmur bahçeleri (evlerin arka bahçeleri, apartmanları çevreleyen bahçeler), dikmenler, ağaçlık alanlar, atık suyu doğal şekilde arıtarak toprağa aktaran sistemler kullanılabilir. Bu uygulamaların tümüne –kentsel doğallığı artıracak– meyve, sebze, çiçek veya fide üretimine yönelik çözümler de eklenebilir. Bu tür bir çevre düzenleme anlayışı kentli yurttaşların doğanın korunup geliştirilmesine yönelik farkındalıklarını artıracaktır.

Gelişen teknolojilerin ve sanayinin daha çok tüketime neden olduğu, bunun ise doğayı daha fazla kirletip yok ettiği gibi bir algı var. Bunda doğruluk payı olmakla birlikte doğayı koruyup geliştirecek olan gene teknolojidir. Koruyucu ve geliştirici planları daha etkin ve verimli uygulamak üzere teknoloji doğru planlamanın en değerli yardımcısı olacaktır. Önemli olan nokta, gelişen kentlerle birlikte doğayı, canlı yaşamı ve yaşam çevresini koruyup geliştirmeyi hedeflemektir. Doğa ile iç içe yaşamayı hedefleyen kent için yapılan yatırım kayıp değil, kazançtır.

Son Birkaç Söz
Teknoloji ile sürdürülebilirliğin harmanlanması; kentsel topluluğun yeniden biçimlenmesi, yurttaşların yaşam kalitesinin yükselmesi ve daha yüksek etkinlik için yeni potansiyeller yaratılması açısından önemlidir. Bu beklentileri yerine getirmekte geniş bant ağ bağlantılılığı, Nesnelerin İnterneti, büyük veri, analitikler ve bulut bilişim teknolojilerinden yararlanılacak. Geleceğin kentleri sadece ergonomi ve teknolojik kullanım kolaylığı açısından değil; aynı zaman güvenlik ve problem çözme performansı ile de farklı olacak. Akıllı kent yeni enerji kaynakları, gelişkin atık değerlendirme sistemleri, kirlilik önleyici ve giderici uygulamalar ile donanacak. Akıllı kent planlaması ile doğal afetlere karşı daha dirençli olacak. Yeter ki; kentleri –arabesk veya kitch beğenilere göre değil de– teknoloji ile sürdürülebilirliğin eklemlenmesi vizyonunu kavramış biçimde planlayıp ‘yönetebilelim’.

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Doğa, Kent, Kent ve Kentleşme, Teknoloji kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir