Yeni Teknoloji: Dönüşmeli mi? – 2

Yeni Teknoloji: Dönüşmeli mi? – 2

Gürcan Banger

İşletmenin teknolojik yapısını dönüştürmenin şartlarından birisi, yönetimin ekosistemdeki paydaşlarla olan ilişkilere bakışıdır. Yeni teknolojilerin şekillendirdiği iş modellerinde değer zinciri aşamalarının başta müşteriler olmak üzere diğer paydaş ağlarla paylaşılması ön şart niteliğindedir. İşletme dışındaki ağlarla sağlanan paylaşım ve işbirliği –işletme dışı varlıklara ve yeteneklere erişerek– işletmeye daha yüksek katma değer yaratmak için bir zemin oluşturur. Bu yeni açılım imkânlarına rağmen geleneksel işletmelerin yöneticileri kendi ağlarının denetimini gevşetmekte ürkek davranır; kendi kurumsal ağları dışındaki ağlara ve kaynaklara güvenmek istemezler. Ekosisteme açık iş modelleri işbirliğine açık ve diğer paydaşlarla birlikte yaratmaya uygun bir liderlik yaklaşımı gerektirir. Böyle bir liderlik anlayışının öngörüp belirlediği gelecek tasarımı ile işletme henüz ‘el değmemiş’ yeni kaynaklara ve becerilere erişme fırsatlarını elde eder. Açık iş modelinin uygulama araçlarından birisi yeni bilişim-iletişim teknolojileri ile mümkün olan uzak (sanal) takımlardır. Özetlersek; işletme dışı paydaşlarla işbirliği ve ortak çalışma isteği yeni teknolojileri işletmeye getirmenin ön şartlarından birisidir.

Yeni işletme; katı sınırları olan departmanlardan oluşan organizasyon şeması yerine daha esnek bir yapı olan proje ve takım esaslı çalışmayı tercih eder. Ama bu tercih, yeni oluşumun tamamını ifade etmez. İşletmenin teknolojiye bakış açısında geçmişe oranla bir farklılığı daha içerir. Eğer işletmenin yeni teknolojilere bakışı bir ‘sürüm yükseltme’ veya ‘teknik iyileştirme’ şeklinde ise bu ihtiyacın sınırlı görev tanımları olan bir proje takımı tarafından gerçekleştirilmesi istenir. Diğer yandan çağa uygun bir teknolojik dönüşüm ise yönetimin sağlam desteğini almış, farklı disiplinlerden gelen kişiler tarafından oluşturulmuş bir takım ile başarılabilir. İşletmenin yerleşik ve tanımlı bir yapılanması bulunduğundan teknolojik dönüşüm takımının bu yapı içinde başarılı olabilmesi için yönetimin desteği kaçınılmaz önemdedir. Ayrıca takımın işletmenin çeşitli birimlerinden gelen farklı disiplinlere sahip çalışanlardan oluşması yeni teknoloji ihtiyaçlarının tam olarak anlaşılmasına katkı yapar. Yapılan teknolojik yatırımın getirilerinin –dolaylı ve dolaysız etkileriyle– işletmenin tamamı tarafından özümsenmesi beklenir.

Ölçmezseniz yönetemezsiniz” ifadesi, uygulamalarını bulamasa da pek çok yönetici tarafından ezbere bilinir. Bu durum, bir arabayı süren şoförün önündeki –hız, yağ, motor devri, mesafe vb. gibi taşıtın değişik verilerini yansıtan– gösterge tablosuna benzer. İşletmelerde yöneticiler performansı izlemek amacıyla stok, verimlilik, kapasite kullanımı, borç-alacak, nakit akışı gibi göstergeleri izlerler. İşletmenin mevcut durumunu yansıtan bu veriler “anahtar / ana performans göstergeleri” olarak bilinir. Normal olarak teknolojik dönüşümün bu göstergeler üzerinde etki yapması beklenir.

Teknolojik dönüşümün hedefinde kazancın, kârlılığın ve yatırımın geri dönüşünün olumlu etkilenmesi yer alır. Ama yeni teknolojiler yöneticiye –geleneksel şartlarla önceden izlenemeyen– başka verilerin de takibi imkânını sağlar. Böylece makinelerin ve çalışanların çok boyutlu performansı, işletme içinde oluşan problem ve bunlar için geliştirilen çözüm sayıları ve hızı, iş akışının sürekliliği, ekosistemdeki paydaşlarla ilişki-iletişim miktarı vb. gibi çok çeşitli yeni ölçümler mümkün olur.

Eğer bir kuruluşta değişim veya dönüşüm gündemde ise bazı direnmelere ve karşı çıkışlara hazırlıklı olmak gerekir. Özellikle geleneksel işletmelerde kıdemli çalışanlar yeniliğe uyarlanmakta zorluk çekebilirler. Bazı çalışanlar ise çeşitli bahanelerle yeni bilgi ve becerilerle donanmayı istemezler. Dolayısıyla dönüşüm sadece teknolojilerin yenilenmesinden ibaret değildir. Pek çok durumda çalışan profilinin de yeni katılımlarla –yeni ve eskinin dengeli bileşimini oluşturacak biçimde– farklılaştırılması gerekir. Teknolojik yenilenme süreci ile birlikte mevcut çalışanlar için eğitim, danışmanlık desteklerine ihtiyaç olacaktır. Adaptasyon ve yenilenme konusunda atıl davrananların bundan sonra katlanmaları gereken sonuçları henüz değişim başlamadan bilmelerinin sağlanması uygun olur.

(Devamı var)
Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Değişim, Dönüşüm, İşletme, Teknoloji kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir