Sanayide Marka Olmak

Sanayide Marka Olmak

Gürcan Banger

Sanayide Marka Olmak

Müşteri ve marka arasındaki ilişki genelde son tüketici ürünlerine odaklanmış biçimde düşünülür. Böyle bir durumda ilişki, işletme ile tüketici arasında gerçekleşir. Buna işletmeden müşteriye anlamına gelmek üzere B2C adı veriliyor. Diğer yandan endüstriyel marka bağlamında ilişki işletmeler arasında gerçekleştiği düşünülür. Buna da işletmeden işletmeye ilişki anlamında B2B deniyor. Görüldüğü gibi; B2C ile B2B aynı değil.

Endüstriyel Marka

Sınaî markalar konusunda yapılan araştırmalar, endüstriyel markanın duygusal olmaktan daha çok mantığa ve akla hitap etmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle sanayide marka olmanın ve markayı geliştirmenin yolu, müşteriyi ürün veya hizmet konusunda yeterli bilgilendirmekten geçiyor. Hiç kuşkusuz; bu bilginin müşteri tarafından erişilebilir olması gerekiyor.

Endüstriyel marka konusunda söyleyebileceğimiz bir diğer nokta ise işletmeler arasında ilişkiyi kuracak ve bilgiyi aktaracak bir temsilcilik sisteminin kurulması… Dolayısıyla endüstriyel marka sahibi işletmenin diğer firmalarla kuracağı ilişkide pazarlama ve satış kadrosunun özen bir önemi var. Gene bu çerçevede pazarlama iletişimi (reklâm, tanıtım vb) yöntem ve araçlarının da sanayinin yapısına uygun olması gerekiyor.

Pazarlama İletişimi

Pazarlama iletişimi konusu da sınaî markalar açısından son tüketici ürünleri markalamasına göre farklılık gösteriyor. Örneğin tüketici ürünlerinde müşterinin duygularına hitap etmek çok daha önemli iken sanayi markalarında bilgilendirmenin etkisi öne çıkıyor. Bu nedenle endüstriyel markaların medyada yer alan haberleri, reklâmlara oranla daha etkili oluyor. Bir başka deyişle; sanayi markalarının medyada yer alışı, büyük ölçüde haber nitelikli ve başarı öyküsü eksenli olduğunda pazarlama iletişiminin geri dönüşü daha etkili ve verimli sonuçlar veriyor.

Marka yönetiminin ve pazarlama iletişiminin sanayi ürün ve hizmetlerine değil de, son tüketici ürünlerine yönelik olmasını, dolayısıyla endüstriyel marka ve iletişim çalışmasının gereksiz olduğunu iddia edenler olabilir. Diğer yandan yapılan çalışmalar endüstriyel markanın, söz konusu işletmenin ve ürünlerinin birbirine benzeyen ürünlerden ‘emtialaşma’ riskini düşürdüğünü gösteriyor. Bu bağlamda sanayi markalaşması bir farklılaşma yaratmanın araçlarından birisi olarak başarılı sonuçlar veriyor.

Ne Değişiyor?

Ayrıca endüstriyel markanın, incelenen örneklerde işin geleceğini güvence altına aldığı, kriz ihtimalini azalttığı ve kalıcılık sağladığı gözlenen sonuçlardan birisi olmuş.

Yukarıda da belirttiğim gibi; endüstriyel marka, işletmelerin (satış temsilciliği ve bilgilendirme süreçleri sayesinde) alışveriş-temelli satış modelinden ilişki-temelli satış modeline geçilmesini sağlayarak müşteri sadakatini artırıcı etki yapıyor.

Sanayi markalaşması çalışmaları ile müşteriler, endüstriyel marka açısından güçlü işletmelerin pazarlama çalışmalarından daha fazla etkileniyorlar. Bir başka deyişle; pazarlama harcamalarının geri dönüşü çok daha yüksek oluyor. Güçlü endüstriyel markalar, müşterilerin rakiplere yönelmesine engel oluyor, rakip ürünlerin reddedilmesine yol açarak marka sahibi işletmeye ayrıcalık sağlıyor.

Güçlü endüstriyel markalar, ürün ve hizmetleri için daha yüksek katma değer sağlayacak fiyatlar teklif edebiliyor ve bunun alıcı firma tarafından kabulünü sağlayabiliyorlar. Bu alandaki markalaşma çalışmaları, işletme çalışanlarını olumlu etkiler ve motive ederken firmanın da yüksek ciro değerlerine ulaşmasını sağlıyor.

Marka Gerekli

Ne yazık ki; başta KOBİ’lerimiz olmak üzere sanayi işletmelerimiz kendi ürün ve hizmetlerinin markalaşmasına özen göstermiyorlar. Endüstriyel marka geliştirme ve sanayi alanında marka yönetimi çalışmaları (gerekli eğitim ve danışmanlık destekleri de alınarak) çok ciddi gelişmelere neden olabilir. İşletme dünyası başarılı endüstriyel marka hikâyeleri ile dolu…

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor. Son yayınları: "Endüstri 4.0 ve Akıllı İşletme", Dorlion Yayınları, Eylül 2016; "Endüstri 4.0 Ekstra", Dorlion Yayınları, Mayıs 2017.
Bu yazı İş dünyası, İş kültürü, İşletme, Marka, Sanayi - Endüstri kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın