Küçük Pasta, Küçük Dilim

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Sık Kullanılanlara Ekle

Pasta küçük olunca herkese düşen dilim de küçük olacaktır. Bir kentin yarattığı hâsıladan daha büyük pay almak için komşunun payına göz dikmek yerine öncelikle pastayı büyütmek gerekir. Bunun yolu ise birlikte çalışmak ve sinerji yaratmaktan geçiyor. Karşılıklı güven ve birlikte çalışma yeteneğine sosyal sermaye adı veriliyor. Sosyal sermaye düzeyi ne denli yüksek olursa rekabeti ve işbirliğini birlikte başarmak da o denli kolay ve zenginleştirici oluyor.

Yüksek sosyal sermaye düzeyi sadece tarihin ellerine bırakılamaz. Toplumun işbirliği ve ortaklık yeteneğini yükseltmek için düzenli ve planlı çalışmalar yapmak da gerekir. Bu sürecin sihirli kavramları ise saygı, hoşgörü, empati, iyi niyet ve sevgidir. Özetle; pastayı büyütmek için bu sihirli kavramların gelişmesine katkı vermenin yolunu, yordamını bulmak lazım.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

İşbirliği ve Ortak Çalışma

Çevremizde ekonomik işbirliklerinin veya ortaklıkların oluşmasındaki başarısızlık sıklıkla konuşulur. Hemşehriler olarak birlikte iş yapamadığımızdan şikâyet ederiz. Geçmişte yapılmaya çalışılmış çok ortaklı girişimlerin başarısızlıklarına işaret ederek örnekler vermeye çalışırız. Birlikte iş yapabilmek için, bir küme veya işbirliği ağı kurabilmek için niyetin ve finansın yeterli olduğu gibi bir kanıya sahibiz. Başaramadığımızda da genelde sorunun kaynağının teknik sorunlar veya finans olduğunu iddia ederiz. Birlikte iş yapmanın farklı boyutları olabileceği aklımıza bile gelmez.

Dünyada iş alanında kümelenmeler ve işbirlikleri hızla gelişiyor. Taylor’un işi küçük parçalara bölerek yapma anlayışı gelişerek işleri bir küme veya işbirliği ağı içinde birlikte yapmaya dönüştü. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde birlikte iş yapmanın, kümeler ve işbirliği ağları oluşturmanın örneklerini görüyoruz. Yine bu ülkelerde birlikte iş yapmak için finansal sermayenin dışında başka sermaye türlerinden de söz edildiğini görüyoruz.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Sermaye Türleri

Kümeler veya işbirlikleri halinde iş yapabilmek için sayılan sermaye türlerinden birisi ekonomik sermaye ve doğrudan finansa dönüşebilen ve mülkiyet haklarının oluşumunda kurumsallaştırabilme özelliği olan sermaye olarak tanımlanıyor. Sözün kısası; ekonomik sermaye para demek…

İkinci bir sermaye türü olarak kültürel sermaye dile getiriliyor. Kültürel sermaye, paraya dönüştürülebilme ve eğitim kalitesinin oluşumunda kurumsallaştırabilme özelliği olan sermaye türüdür. Basitçe söylersek; firmaların ve ilgili sektörün konuya ilişkin genel anlamda kültür ve eğitim düzeyinden söz ediliyor.

Sosyal sermaye ve kültürel sermaye ile sıklıkla karıştırılan bir diğer sermaye türü ise beşeri sermaye. Bir başka deyişle; insan kaynakları olarak isimlendirilen konu… Beşeri sermaye, eğitim ve yetenek gibi kişilerin sahip oldukları niteliklerdir. Ekonomik sermaye, kültürel sermaye ve beşeri sermayeyi saydıktan sonra sıra, kümelenmelerin ve iş birliği ağlarının can alıcı türü olan sosyal sermayeye geldi.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Sosyal Sermaye

Sosyal sermaye, sosyal bilimler alanında kullanılan bir kavramdır. Kişilerin, firmaların ve sektörlerin birlikte iş yapma, işbirlikleri oluşturma ve kümelenmelerde yer alma durumlarını anlatır. Basit olarak söylenirse; kişi veya kurum ve kuruluşlar arası güvene dayalı ilişkilerin ekonomik açıdan incelenmesi sosyal sermaye olarak isimlendirilir.

Ekonomik sektörlerde kümelenmeler ve işbirlikleri oluşturmak için bu birlikteliğe katılacak kişi veya işletmelerin sosyal sermaye düzeylerinin tespiti gerekir. Ayrıca kültürel sermaye olanaklarının incelenmesinde de yarar görülmelidir.

Ülkemizde birlikte iş yapma kültürü eksikliği iyi bilinir. Ama bu alandaki sorunları gidermek için akılcı girişimlerde bulunduğumuz da söylenemez. Sosyal sermaye bir yatırım alanıdır. Bir kümelenme veya işbirliği ağı çalışmasına girişmeden önce sosyal sermaye düzeyinin nasıl dikkate alınacağı, bu alanda iyileştirmelerin neler olduğu ve mevcut sorunları nasıl giderileceği hesaplanmak zorundadır.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Kent Ekonomisi

Strateji, bir amacı gerçekleştirmek üzere belirlenen bir hareket tarzıdır. Söz konusu hareket tarzı var olan araç, kaynak ve etkinlikleri örgütleyerek belirlenen amaçları yerine getirmeyi hedefler. Başarılı bir strateji için öncelikle ilgilenilen analiz etmek gerekir. Bu analiz, sistemin o an içinde bulunduğu durumun açık bir tasviridir. Analizin ardından sistemin bulunduğu durumdan hangi noktaya götürmek istendiği belirlenir. Gidilmek istenen nokta, amacı oluşturur. Bu amaca ulaşmak için araçlar, kaynaklar ve örgütlenmiş etkinlikler gereklidir.

Eskişehir ekonomisi gibi kent ölçeğinde bir sistemi, mevcut durumdan bir başka gelişme noktasına taşımak asla kolay bir görev değildir. Kaynakların çok kısıtlı ve o denli değerli olduğu koşullarda doğru hareket tarzını bulmak daha önem kazanmaktadır. Böyle bir durumda gelişmeyi engelleyen nedenleri doğru saptamak, statükoya zincirin zayıf halkasından saldırmak gereklidir.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Kentsel Sorunlar

Her zaman çözümlerden sayıca çok daha fazla sorunlara sahibiz. Bu nedenle Eskişehir’in sorunlarını saymak pek zor bir uğraş değil: Kent içi trafik ve ulaşım sorunları, yakında yetersiz olabilecek altyapı, kentsel gürültü, birlikte iş yapmanın göstergesi olan sosyal sermaye eksikliği ve başkaları… Bu sorunların biraz dikkatlice gözden geçirilmesi, her sorunun sınırlı sayıda bazı temel taşlarından oluştuğunu gösterir. Pek çok sorunda gözlenen temel taşların aynı olduğu da bir başka gözlemdir. Her sorun içinde söz konusu temel taşlarının sayı, diziliş ve oransal ağırlığı değişmektedir. Bir görünür sorunu oluşturan temel taşların her birine ‘kaynak sorun’ adı verilir. Bir kentin çevre kirliliği, yoğun trafik, kültürel aktivite eksikliği gibi görünür sorunlarını çözmenin yolu, bunları oluşturan kaynak sorunları çözmekten geçmektedir.

Bir kentin çok sayıda kaynak sorununun çözülmesi, büyük miktarda kaynak, araç ve etkinliğin örgütlenmesi ve hareketlendirilmesi anlamına gelir. Ve böylece bir kez daha iktisadın temel problemine dönmüş oluruz: Sınırsız ihtiyaçlar, kısıtlı kaynaklar… Eskişehir ekonomisi gibi kent ölçeğinde bir büyük sorunu çözmek için bir stratejiye olan ihtiyacımızın ana dayanağı da budur.

Küçük Pasta, Küçük Dilim

Daha Fazla Dinamizm

Eskişehir ekonomisinin dikkatli bir incelemesi, sektörlerdeki temel sorunun iç ve yerel dinamiklerin eksikliği olduğunu göstermektedir. Merkezi yönetim, Eskişehir ekonomik yaşamını canlandırıcı, geliştirici yatırımlara ve diğer etkinlikler için yeterince etkili, motive ve heyecanlı değil. Diğer yandan kent bürokrasisi, bazı özel örnekler dışında kendi gündelik işleri içine sıkışmış. Var olan koşullarda, eksik olan iç dinamiğin devlet eliyle kent dışından ithali pek olası gözükmemektedir. Çoğunluğu aile işletmesi KOBİ’lerin ise kriz nedeniyle kolu kanadı kırılmış durumda.

İhtiyacımız olan; önce topyekûn pastayı büyütmek ve işletmelerimizin ürettiği artı değer ve bu üretimi değerlendirme biçimidir. Katma değeri Eskişehir’e yatırmayı tercih etmeyen her işletme, kentten dışarı sermaye akıtıyor demektir. Bu akışı tersine çevirmemiz gerekiyor. Üretmeden tüketerek zenginlik ve refah olmuyor. Kentin ekonomik büyümesi, sosyal ve demografi büyümesi ile eş olmalı. Üretim büyümeli ama tüketim asla üretimi aşmamalı…

Paylaş:

duyguguncesi hakkında

GÜRCAN BANGER, Eskişehir Maarif Koleji ve ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü mezunudur. Aynı bölümde yüksek lisans çalışması yaptı. Elektrik yüksek mühendisi. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanımı ve yazılımı, elektronik, eğitim sektörlerinde işletmeler kurdu, yönetti. Meslek odası ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik yaptı. 2005’ten bu yana bazı büyük sanayi şirketleri de dâhil olmak üzere çeşitli kuruluşlarda iş kültürü, yönetim, yeniden yapılanma, kümelenme, girişimcilik, stratejik planlama, Endüstri 4.0 gibi konularda kurumsal danışman, iş ve işletme danışmanı ve eğitmen olarak hizmet sunuyor. Üniversitelerde kısmi zamanlı ders veriyor. Halen Raylı Sistemler Kümelenmesi'nde küme koordinatörü ve bizobiz.net danışmanlık ve eğitim firmasında proje koordinatörüdür. Kendini “business philosopher” olarak tanımlıyor. Düzenli olarak bloglarında (http://www.duyguguncesi.net ve http://www.bizobiz.net) yazıyor. Değişik konularda yayınlanmış kitapları var. Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda yazıları yayınlanıyor.
Bu yazı Ekonomi, Eskişehir, İş dünyası, İş kültürü kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir