Proje Tabanlı, İşbirlikçi Öğrenme
Gürcan Banger
“Proje Tabanlı, İşbirlikçi Öğrenme” başlığı, bilimin ve teknolojinin büyük bir hızla geliştiği, yaşadığımız çağın bazı anahtar sözcüklerini içeriyor. Gerçekten proje yönetimi, işbirliği ve kesintisiz öğrenme bu zaman dilimini tanımlamakta vazgeçemeyeceğimiz kavramlardır. Özellikle 21’inci yüzyılla birlikte gündeme gelen bir başka eğilimden de söz etmeliyiz. Önceki teknoloji ve sanayi dönemleri genel olarak teknolojilerden yalın halde yararlanıldığı dönemler idi. Günümüzde ise çok farklı teknolojilerin kendi aralarında kombinler oluşturarak daha karmaşık teknolojilerin ortaya çıkışına neden olduklarını görüyoruz. Öğrenme süreçlerini farklılaştıran ana nedenlerden birisi bu türden karmaşık yapıların (yöntem, süreç, faaliyet ve artifaktların) ortaya çıkışıdır.
Teknolojilerin birlikte kombin oluşturmalarına benzer bir eğilimi öğrenmenin yeni süreçlerinde de gördüğümüzü söyleyebiliriz. Proje tabanlı, işbirlikçi öğrenme bu örneklerden birisidir. İsminden de anlaşılacağı gibi; bu öğrenme modeli “proje tabanlı öğrenme ve işbirlikçi öğrenme” olarak söyleyebileceğimiz iki yaklaşımın birbirine eklemlenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Yeni ve daha karmaşık olan öğrenme modeline geçmeden bu iki farklı öğrenme yaklaşımına göz gezdirmek yararlı olacaktır.
Proje Tabanlı Öğrenme
Yeni bir çağ yaşamakla birlikte geleneksel dönemlerin kavramsal izlerini taşımaya devam ediyoruz. Örneğin ‘öğrenci’ deyince aklımıza okul üniformalı genç insanlar gelebiliyor. Keza; ‘sınıf’ dediğimizde ‘dört duvar ve karatahtadan’ oluşan bir odayı anlıyor olabiliriz. Bu muhtemel nedenler dolayı öncelikle bu yazıda ‘öğrenci’ dediğimizde bir şey öğrenmesi gereken herkesi, ‘sınıf’ dediğimizde ise yaşamın öğrenme gerektiren veya öğrenmeye uygun her mekânını anlamamız gerektiğini hatırlatmalıyım.
Proje tabanlı öğrenme, öğrenci merkezli bir eğitim-öğretim modelidir. Sınıf ortamında dinamik olmayı gerektirir. Öğrenciler gerçek yaşam konuları ve problemleri karşısında aktif ve etkileşimli duruşlarıyla bilgi, beceri ve deneyimlerini derinleştirmeye çalışırlar. Öğrenciler öğrenme gündemlerini oluşturan bir karmaşık soru veya problem karşısında kendilerine verilen yeterli zaman dilimi içinde araştırma yaparak öğrenme girişimi içinde olurlar. Proje tabanlı öğrenme yaklaşımı özünde –pasif dinleme ve benimseme yerine– aktif olmayı ve sorgulamayı amaçlayan bir öğrenme modelidir. Bu yönleriyle öğretmen (eğitmen) tarafından yönetilen, ezbere dayalı ve alışılmış yollardan çözüme gitmeye çalışan geleneksel eğitim-öğretim modelinden farklıdır.
Proje tabanlı öğrenme yaklaşımında öğrenme faaliyetleri uzun dönemli, çok sayıda bilim ve disiplinden beslenen, öğrenci merkezli olacak şekilde düzenlenir. Öğretmen odaklı, geleneksel sınıf modelinden farklı olarak öğrencilerin kendi zamanlarını yönetmelerini ve kendi çalışmalarını düzenlemelerini talep eder. Bu öğrenme modelinde ana fikir öğrencilerin gerçek dünya problemlerinden başlayarak bu yönlü ilgi oluşturmaları ve problem çözme sürecine ilişkin düşünme becerilerini geliştirmeleridir. Öğretmen, öğrenme sürecinde kolaylaştırıcı rolünü üstlenir.
İşbirlikçi Öğrenme
İşbirlikçi öğrenme; iki ya da daha fazla kişinin birlikte öğrenme girişimi içinde olmalarını ifade eder. Her bireyin kendi başına öğrenmeye çalışmasından farklı olarak; öğrenme sürecine katılan kişiler diğerlerinin kaynaklarından ve becerilerinden yararlanmayı hedefler. Böyle bir öğrenme ortamında kişiler birbirlerinden enformasyon talep eder, görüş sorar, fikir paylaşır, diğerlerinin çalışmasını izleyerek edinimler sağlamaya çalışır.
İşbirlikçi öğrenme; bir topluluğu oluşturan insanların yer değiştirebilen öğreten ve öğrenen rolleriyle aktif bilgi ve deneyim paylaşımları ve etkileşimleri yaparak bilginin yaratılıp edinilebileceğini öngörür. Bir başka deyişle; topluluktaki her kişi hem öğreten hem de öğrenen rollerini gereğini yerine getirmek ile yükümlü ve sorumludur. Öğrenme süreci fiziksel yakınlıkla yüz yüze olabildiği gibi yeni teknolojilerin sağladığı sanal ortamda da gerçekleşebilir.
Proje tabanlı, işbirlikçi öğrenme; eğitim ve öğretim süreçlerine aktif biçimde yaklaşan, problem merkezli bir yaklaşımdır. Proje tabanlı öğrenme ile işbirlikçi öğrenmenin birlikte oluşturduğu bir alaşımdır. Bunlardan proje tabanlı öğrenme; ortaya bir ürün veya çıktı koymak üzere –yaştan, sosyal konumdan ve mekândan bağımsız olarak– yaşamın herhangi bir alanındaki öğrenciyi tasarım, problem çözme, karar üretme ve araştırma yapmaya yöneltir. İşbirlikçi öğrenme ise öğrenci topluluğunu birlikte işbirliği halinde, birlikte anlamaya, açıklamaya veya çözmeye yöneltir. Her iki öğrenme modelinin merkezinde cevaplanması gereken bir soru veya çözülmeyi bekleyen bir problem bulunur. Bu soru veya problem üzerinde birlikte çalışarak eylemler düzenlenecek, analiz ve sentez çalışmaları yapılacak ve ihtiyaca göre uygulama geliştirilecektir.
Proje Tabanlı, İşbirlikçi Süreç
Proje tabanlı öğrenme ile işbirlikçi öğrenmenin birbirine eklemlenmesi; insanların bu yeni süreç boyunca bir şey yaratmak veya bir dizi öğrenme ihtiyacını yerine getirmek üzere birlikte çalışmaları anlamına gelir. Bu süreç aynı zamanda öğrenmede (bilişim, iletişim, İnternet, medya ve yeni iş kültürü, yapay zekâ vb. kökenli) çağdaş teknolojik araçların kullanımına imkân sağlar.
Proje tabanlı, işbirlikçi eğitim sürecinde hangi tür araçlardan yararlanabiliriz? Bunlar arasında ilk olarak gerçek zamanlı veya eşzamansız (asenkron) metin, ses ve görüntü iletişimini sayabiliriz. Bunlara örnek olarak eposta, İnternet portali, video konferans, sohbet programı, akıllı telefon veya tablette mobil uygulama gibi araçları –ki listeye başkaları da eklenebilir– sıralayabiliriz. Eğer proje fikrini içeren bir öğrenme modelinden söz ediyorsak, hiç kuşkusuz araçlar arasında proje yönetimi ile ilgili olanlar önemli bir ağırlığa sahip olacaktır. Bu kapsam içinde iş-görev yönetimi, iş-zaman-takvim yönetimi, iş akışı planlaması, rota yönetimi ve zaman yönetimi gibi yöntem, teknik ve araçlar yer alır.
Donanım ve yazılım tabanlı ağ yapılarının –dolayısıyla İnternet’in– son derece gelişmiş olması insanların uzaktan veya yakından aynı uygulama üzerinde birlikte çalışabilmelerine imkân sağlıyor. Dolayısıyla metin, görüntü, çizim veya genel anlamda tasarım geliştirmeye yönelik uygulamalarla bilişim ortamında işbirliği halinde yaratma ve düzenleme şartları oluştu. Böylece gerçek zamanlı veya eşzamansız olarak ürün ve çıktı oluşturmanın donanım ve yazılım zemini meydana geldi. Bu durum aynı fiziksel mekânda olmayan, uzak takımların birlikte çalışmalarını kolaylaştırıyor.
Buna çok benzer biçimde ağ yapılarının gelişkinliğine bağlı olarak bilişsel kaynak yönetimi yeni imkânlardan birisi olarak iş ve öğrenme ortamlarına yerini aldı. Ağ yapılarına ek olarak İnternet ve bulut bilişimin birlikte oluşturdukları sinerji sayesinde dosya paylaşımı, arama yapma, etiketleme, sürüm takibi, yetki yönetimi vb. yeni öğrenme sürecinin alışılmış yöntem, teknik veya araçları arasında yerini aldı. Gene benzer paylaşım imkânları ile yerel ortamda veya uzaktan sunum yapma imkânı sağlayan bilişim-iletişim uygulamalarının sayısı ve çeşitliliği hızla artıyor. Ayrıca bu tür sunumları İnternet ortamında depolayıp paylaşabiliyoruz.
Belli bir durum karşısında insanların (örneğin bir takımı oluşturan üyelerin) yönelimini bilmeyi istiyoruz. Böyle bir enformasyon, varılan nokta veya elde edilen çıktı hakkında bir uzlaşma olup olmadığı konusunda aydınlatacaktır. Yeni teknolojiler bilişim ortamında anketler düzenlememize veya grup tartışmaları oluşturmamıza yardımcı oluyor. Birlikte çalışma ortamı göz önüne alındığında bu tür teknik ve araçlar vazgeçilmez önemdedir. İnternet ortamında veya mobil platformlarda bu amaca yönelik çok sayıda uygulama bulmak mümkündür.
Okuldan işletmeye kadar proje tabanlı, işbirlikçi öğrenme sürecini destekleyen çok sayıda yöntem, teknik ve uygulama var. Bunlara kısaca “işbirliği araçları” adı veriliyor. Bu araçlar özellikle toplam iş akışına ve hangi aracın hangi süreç veya faaliyette kullanılacağına göre tasnif ediliyor. İşbirliği aracının iş akışına bağlı olması nedeniyle her aracın kullanılması gibi bir zorunluluk oluşmuyor. Hangi araca ihtiyaç duyulursa onun kullanımı tercih ediliyor. Ama burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile pazarın yapısındaki gelişmeler sadece kullanılan yöntem, teknik ve araçları değil; bir bütün olarak iş modelini etkiliyor ve değişmeye zorluyor. Bu toplam değişimin yansımalarını öğrenme konusunda da gözlüyoruz. Bu nedenle öğrenme sürecine tek tek araç seçimi olarak değil, bir bütünsel öğrenme modeli olarak bakmak gerekiyor. Öğrenme modelini, örneğin işletmenin iş modeli veya tedarik zinciri gibi bütünsellik içinde ele aldığımızda gerekli işbirliği araçlarını doğru konumlandırmak mümkün olur.
Takım Çalışması
Proje tabanlı, işbirlikçi öğrenme yaklaşımı yaşadığımız çağın iş – işletme gereklerinden olan proje yönetimi, işbirliği ve takım çalışması dayanakları üzerinde yükselir. Bilimsel ve teknolojik ilerlemelerle pazar – müşteri yapısının sürekli ve hızlı değişine bağlı olarak öğrenmenin yaşam boyu devam etmesi ilkesini benimser. Takımların proje esaslı, işbirliği ve ortak çalışma ortamı olması yanında kurumsal öğrenmenin takım içinde daha etkili ve verimli biçimde gelişeceğini varsayar. Özetle; proje tabanlı, işbirlikçi öğrenmenin örgütsel yapısı takımdır. Dolayısıyla öğrenme süreci takımların oluşturulması ile başlar.
İşletmedeki fonksiyonlar arasında iletişimin rolü giderek daha önemli hale geliyor. Takım tabanlı olarak örgütlenmiş bir işletmede iletişim fonksiyonu ağırlık olarak takım içinde, takımlar arasında ve takımlar ile yönetim kademesi arasında gerçekleşiyor. Bu tür iletişim ihtiyaçlarının giderilmesi –ki bu aynı zamanda öğrenme fonksiyonu ile çakışıyor– yeni teknolojiler sayesinde sanal toplantılar, eposta, hızlı ileti gönderip alma, ekran paylaşma, bloglar, video konferans ve sanal tartışma platformları ile sağlanıyor. İletişim araçlarının kullanımı, ihtiyaca göre öğrenme sürecinin her faaliyet ve eyleminde geçerlidir.
İşbirliği araçlarının bir başka kullanım alanı takım üyelerinin belirlenmesi ve pozisyonlarla ilişkilendirilmesi ile ilgilidir. Bu alanda yapılacak düzenlemeler ile hangi üyenin (metin, ses veya görüntü olarak sohbet – görüşme gibi) hangi aracı ne zaman kullanmaya uygun olduğu gibi konular netleşir. Aynı çerçevede eğitim amaçlı etkileşimli oturumlar da belirlenir. Proje yönetimi araçlarının kullanımı bir başka önemli alanı oluşturur. Proje yönetimi araçlarından lojistik planlama, iş – zaman yönetimi, iş akışı ve iş – görev yönetimi gibi amaçlarla yararlanılır. Kaynak yönetimi araçları proje dosyalarının paylaşımı, depo ortamında dosyaların yeni ve doğru sürümlerinin bulundurulması ve erişim yetkisi yönetimi gibi amaçlara yöneliktir.
Proje tabanlı, işbirlikçi çalışma ve öğrenmenin en önemli araçları arasında birlikte yaratma ve geliştirmeye yönelik araçlar yer alır. Takım üyeleri istenen hedeflere ulaşmak veya arzulanan çıktıları elde etmek için bu tür araçlardan yararlanırlar. Böyle aynı prototip veya proje artifaktı üzerinde çalışarak birlikte geliştirme ve iyileştirme yapmak mümkün olur.
Proje tabanlı işbirliği araçları arasında ortak payda bulma ve uzlaşmaya varma konusunda kullanılanlar da önemli bir yere sahiptir. Son olarak; öğrenmeyi de içeren sunumların sanal ortamda izlenmesi ve bunların bulut bilişim gibi bir ortamda depolanması amaçlarıyla işbirliği araçları kullanılabilir.