İnovasyonu Bir Kez Daha Hatırlamak

İnovasyonu Bir Kez Daha Hatırlamak

İnovasyonu Bir Kez Daha Hatırlamak

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Sık Kullanılanlara Ekle

İnovasyon kavramının gündeme gelişinde, bilim ve teknolojideki ilerlemeler önemli bir yer tutuyor. Sözcüğün kullanılmaya başlamasının, bilişim ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemelerle çakışması da ilginç bir paralellik olarak dikkati çekiyor. İnovasyon kavramı; bilim ve teknolojinin ekonomik ve sosyal yararlar sağlayacak biçimde yenilikçi üretimi ve kullanımı anlamına geliyor. Dolayısıyla bu kavram ile bir iş ortamında sadece yeni makine ve donanımının bulunması değil; yeni iş ve yaşam modellerinin uygulanması da söz konusu ediliyor. Firmaların kendi piyasa ve müşteri özelliklerini araştırarak farklı ürünlerle farklı fiyat ve beğeni düzeylerine hitap etmek üzere yeni pazarlar bulmalarına pazar inovasyonu adı verilebilir.

İnovasyon - Yenilik - Yenilikçilik - Yenileşim

Yenilik korkusu

Bir kesim kişi ve kuruluşta; yenilikçilikten, bilimsel ve teknolojik yaklaşımlardan korkulur. Kimi patron ve yöneticiler, kendi anlamadıkları donanım ve iş modellerinin iş yaşamlarında bulunmasından hoşlanmaz. Ailenin ikinci kuşağından başlayarak aile işletmelerinin hızla yok olmasının arkasındaki nedenlerden birisi, bu yenilikçilik karşıtı bakış açılarıdır. Bugünün ağır rekabet koşullarında inovasyonun farkında olmadan ve ondan uzak kalmaya çalışarak ayakta kalmak, neredeyse mümkün değildir. Çünkü ister birey, ister bir kurum olarak bugünün rekabet ortamında ayakta kalmayı sağlayacak olan temel motif, farklılaşmadır. Bu farklılaşmayı ise yaratacak olan yeniliklerin adıdır inovasyon. Bu gücü elde tutmak için en önemli silah ise, hiç kuşkusuz eğitimdir.

Geçmiş yıllarda kalite kavramı, bir reklam ve iletişim unsuru olarak kullanılırdı. O dönemde kaliteli olmak, tercih edilmek için kullanılan iddialardan birisi olarak yer alırdı. Bugün ise kalite, artık bir ayırt edilme noktası yaratmıyor. Piyasayı dolduran tüm niteliksiz ürünlere rağmen; artık kalite, ürün veya hizmetin vazgeçilmez bir özelliği olarak kabul ediliyor. Eğer farklılık fiyatta yaratılmak istenirse bu kez de, bir kârsızlık bataklığına gömülüyor firmalar… Özetle; kalite iddiasının ve fiyat indiriminin dışında bir farklılık yaratmak gerekiyor. Bu farklılığı yaratmanın yolu da, büyük ölçüde inovasyondan geçiyor.

Farklılık yaratma konusunu, sadece sanayi ve ticaret alanlarına indirgemek de haksızlık olur. İnovasyon temelli farklılaşma, kişiler ve kuruluşlar için artık günlük yaşamın bir parçası olmak zorundadır.

Yeni ve Farklı Olanı Tasarlamak, Üretmek

İnovasyon üzerine birkaç söz daha

Küreselleşen dünyada ve sertleşen piyasa koşullarında ekonomik işletmeler için ayakta kalmanın ve büyümeye devam etmenin bilinen iki yolu var. Birincisi, marka olmak; ikincisi ise inovasyon … Kârlılığı ve rekabet üstünlüğünü sürekli kılmak isteyen firmalar için iki seçenek de incelenmeye değer konular… İnovasyon, sözlük anlamı olarak yeni ve farklı bir sonuç biçiminde veriliyor. Bir fiil olarak algıladığımızda; “yeni ve değişik bir şey yapmak” anlamına da kullanabiliyoruz. Ama teknik kullanımda inovasyonun, bunları aşan bir yönü var.

İnovasyonu, kazandıran yenilikçilik olarak düşünmek daha doğru olur. Günümüzün ağır ve sert rekabet koşullarında işletmelerin ayakta kalabilmek ve büyümeyi sürdürebilmek için; ürünlerini, hizmetlerini, iş yapma modellerini, yapılanmalarını ve sosyal sorumluluk anlayışlarını sürekli olarak değiştirmeleri, yenilemeleri ve farklılık yaratmaları gereklidir. Bu değişim ruhuna ve sürecine inovasyon adı veriliyor.

Açık İnovasyon

Her alanda inovasyon

İnovasyon dediğimizde; zorunlu olarak yeni bir üründen veya hizmetten söz etmiyoruz. İnovasyon, buluş olması gerekmeyen bir yeniliğin kendisinden daha çok, bilginin ekonomik ve sosyal yarara dönüştürülmesi sistemidir. Dolayısıyla inovasyon, bir anlayıştır. Farklılaşma ve değişime bağlı bir ekonomik ve sosyal sistemi ifade eder.

İnovasyon, bilim ve teknolojinin ekonomik ve sosyal yararlar sağlayacak biçimde yenilik yaratıcı üretimi ve kullanımıdır. Bir başka söyleyişle; inovasyon, verimliliği ve kârlılığı artırdığından, yeni piyasalara girilmesini ve mevcut pazarın genişletilmesini sağlayan önemli bir rekabet aracıdır. İnovasyonun felsefi özü, çağdaş ekonomik sistemin sadece mal ve hizmetleri değil, aynı zamanda ihtiyaçları da yeniden üretmesi üzerine kuruludur.

Bir Fikrim Var

Rekabet gücü için inovasyon

Günümüzün ağır ve sert rekabet ortamında inovasyonun farkında olmadan ve ondan uzak durmaya çalışarak ayakta kalmak neredeyse mümkün değildir. İster kişi isterse kuruluş olarak çağın rekabet koşullarında kârlılığı ve kalıcı rekabet üstünlüğünü sağlayacak temel motif farklılaşmadır. Rekabet için farklılaşmayı yaratacak olan yeniliklerin özü ise inovasyondur.

İnovasyon gücünü elinde tutmak için en önemli araçlardan birisi eğitimdir. Eğitim; kişi ve kuruluş yaşamının vazgeçilmez ve sürekliliğe sahip içsel fonksiyonu olmak zorundadır. Bugün kişinin ve kuruluşun yaşamında eğitim sürekliliği sağlanmak durumundadır.

Kazanan işletmeleri incelediğimizde; bunların piyasaya ya yenilikçi ürünler sunanlar ya da diğerlerinin yaptığından daha ekonomik ve nitelikli olmayı başaranlar olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bir işletmenin inovasyon yeteneği, onun piyasadaki ömrünü de belirliyor, büyümesinin sınırlarını da…

Eğitim - Öğretim, İnovasyon - Yenilik kategorisine gönderildi | , , , , ile etiketlendi | Yorum yapın

Yeni Dünya, Yeni Durum

Yeni Dünya, Yeni Durum

Yeni Dünya, Yeni Durum

Gürcan Banger

Facebook’ta paylaş
Twitter’da paylaş
Duygu Güncesi
Facebook’ta izle
Twitter’da izle
Sık Kullanılanlara Ekle

Bilgi, son 30-35 yılda gerçekten çok değerli hale geldi. Bilginin ve bilişimin (bilgi işlemenin) bu denli önemli olmasının nedeni bu değerlenme ile açıklanabilir. Bilgi kendiliğinden değerli hale gelmiyor; bilgiye sahip olmayı, onu üretim ve yönetim süreçlerinde kullanmayı değerli yapan olaylar yaşanıyor.

Küreselleşmenin doğal etkilerinden birisi olarak bir noktada üretilen yeni bilgi, Dünyanın başka köşelerine kolaylıkla ulaşıyor. İletişimdeki gelişmeler, teknolojik bilginin yanında ürün ve hizmetlerin fiyat ve kalite bilgilerine de kolayca ulaşılmasını sağladı. Küreselleşme ile küçülen dünya ölçeği, satıcılar için erişim mesafesini kısaltırken müşterileri de ürün ve hizmetlere yaklaştırdı.

Yeni Dünya, Yeni Durum

Farklılık yaratmak

Üretici şirketler açısından bakıldığında artık kaliteli ürün yapmak yeterli değil. Hatta “Biz, kaliteli ürün ve hizmet sunuyoruz” demek de bir imaj olmaktan çıktı. Artık her ürün, pazarda yer alabilmek için kaçınılmaz biçimde kaliteli olmak zorunda. Bu nedenle mal ve hizmet üreticileri, olağanlaşan kalite anlayışı yanında kendilerine başka farklılık alanları bulmak zorundalar. İşte bilişim ve iletişim alanındaki yüksek teknolojiye olan ihtiyaçların bir nedeni de bu farklılığın yaratılması ihtiyacı.

Yüksek teknoloji derken, bu bağlamda yüksek nitelikli iş görme ve yönetim yaklaşım ve tekniklerini de anlamak gerekli. Bir şirketin sadece yüksek teknolojiye yatırım yaparak istediği yüksek noktaya ulaşması mümkün değil. Bu amaçla kendi içindeki iş yapma ve yönetme biçimlerini de yenileştirmek zorunda… Dün bilgi işlem olarak isimlendirdiğimiz şirket birimlerinin yerine bilişim yönetişimi gibi kavram ve kurullardan söz etmemizin ardında bu yeni anlayışlar var.

Artan rekabet koşullarını karşılamak üzere üretim ve yönetim yaklaşımlarını iyileştirmenin ana noktalarından birisi de şirketin insan kaynaklarına yatırım yapması. İnsan malzemesini geliştiremeyen bir kuruluşun, teknoloji yatırımı ile doğru yükselişi yakalamasını bekleyemeyiz.

Yeni dünyayı tanımlamak

İş anlamında yeni dünyayı tanımlayan üç ana faktör var: Yüksek teknoloji, insan kaynaklarına yatırım ve yeni iş yapma model ve tekniklerinin geliştirilmesi. Bunlardan birisini gözden kaçırarak veya yok sayarak çağdaş başarıyı elde etmek mümkün değildir.

Yukarıda sözünü ettiğim her üç faktör de üzerinde çalışılması, emek verilmesi ve kaynak harcanması gereken konulardır. Bunlar, şirketlerin iç yapılarında kendiliğinden gelişmezler. Kendiliğinden olan, çürüme ve yozlaşmadır.

Bugün ülkenin yaşamakta olduğu zorlukların neredeyse tamamına yakın olanının altında, yukarıda sözünü ettiğimiz değişimi sağlamak üzere aklın egemen olmayışı yatmaktadır. Yeni dünyada akılsız olmak ise yok olmayı tercih etmek demektir.

Yeni Dünya, Yeni Durum

Yeniden yapılanma

Ekonomik, sosyal veya sivil; yaşamın hangi alanında yer alıyorsanız alın; çağın rekabetçi koşulları altında yeniden yapılanma ihtiyacından kaçınmamız mümkün değil. Birey veya kurum olarak bu kavramı sahiplenmenin ve uygulamanın ötesinde, kendi yapımızda sürekliliğini de sağlamak zorundayız.

20’nci yüzyılın son çeyreği haricinde bu tür bir kavramdan söz edilmiyordu. İfade edildiği yerlerde de bugünkü anlamını taşıdığını söyleyemeyiz. Bu son çeyrek, Dünya’nın ciddi anlamda değişim yaşadığı bir zaman dilimidir. Bu dönemde reel sosyalizm denemesi, başarısız olurken; Dünya kapitalizmi, küreselleşme denen yeni bir evreye geçmiştir. Bu evrede işler, öncekilerden çok farklıdır.

Birincisi; pazarlara ilişkin sınır ve kısıtlar kalkmıştır. Fiziksel piyasa anlayışının yerini, erişimi ve ulaşımı kolay, yüksek oranda sanal yeni türden bir piyasa almıştır. İkincisi; bilişim ve iletişimde ciddi ilerlemeler olmuş; bunların yansıları diğer bilim ve teknoloji dallarını etkilemiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin etkileri, Dünya toplumlarını yaygın olarak etkilemiştir. Üçüncüsü; sermaye, daha yüksek bir hareketlilik kazanmış; bu arada sermaye hareketlerinin nitelikleri değişmiştir. Mali sermaye, sınai sermayenin egemenliğini elinden almıştır. Dördüncüsü; üretimdeki sıkıntılar önemli ölçüde halledilmiş; buna karşılık ticarette yıkıcı özellikleri olabilen çok sert bir küresel rekabet ortamı oluşmuştur. Buna bağlı olarak ulus-aşırı tekeller avantaj kazanırken, ulusal ekonomiler ciddi hasarlar görmüşlerdir. Son olarak; Dünya’nın tüketime yönlenmesi ile birlikte ticaretin etkinleştirilmesini sağlamak üzere yeni iş modelleri geliştirilmiştir.

Yeni Dünya, Yeni Durum

Değişen dünya durumu

Yukarıda verdiğim görünüme, tabii ki daha pek çok küresel ve yerel eklemeler yapılabilir. Ama gerçek olan şudur ki; Dünya, 20’nci yüzyılın son çeyreğinin öncesine göre çok farklıdır. Ayakta kalmak, varlığı sürdürmek ve büyümek isteyenlerin, bu değişen dünya durumunu dikkate almaları gerekmektedir.

Özetlediğim bu görünüm, durağan bir durum değildir; kısa aralıklarla değişimler göstermektedir. Diğer yandan bu yeni dönemin bir özelliği olarak; yukarıda özetlediğim tespitler arasına, geleneksel üretimin faktörleri olan sermaye, işgücü ve toprağın yanına bilgi’nin eklenmesi gerekiyor. Aslında bugünün üretim faktörleri arasında bilgiyi saymak da yeterli değil. Dördüncü üretim faktörünü, “bilgi ve inovasyon + tasarım” olarak ifade etmek lâzım.

Yenilikçilik ve eğitim

Önce bilginin ve daha sonra ona eklemlenen yenilikçiliğin, üretim ve iş süreçlerinde yeni bir faktör olarak yer alması, eğitimin anlam ve değerinin de farklılaşmasına neden oldu. Bugünün yaşam dünyasında okulda alınan eğitim yeterli olmuyor. Hem bireyler hem de kurumlar, eğitimi tüm yaşamlarının bir parçası haline getirmek zorundalar…

Yeniden yapılanma da, eğitimin süreklilik kazanması ihtiyacı gibi ortaya çıkan yeni türden gereklerden birisidir. Yeniden yapılanma, “evdeki tüm mobilya ve beyaz eşyanın atılıp yerine yenilerinin alınması” gibi bir şey değildir. Yeniden yapılanma, “her sabah elini yüzünü yıkamak” gibi kolayca ve kalıp olarak yapılıveren bir şey de değildir. Yeniden yapılanma; öncelikle, bireyin veya kurumun uzak ve yakın çevredeki değişimler karşısında kendini daha kolay uydurabilmesi için yapının içine yerleştirilmesi gereken bir ruhtur. Yeniden yapılanma, yaşam ve iş süreçlerinde katma değeri, verimliliği ve etkinliği artırma anlayışı ile bunları başarmak için kendini değişime yönlendirme fikrinin ilgili yapıya sindirilmesidir.

“Yeniden yapılanma nasıl olur?” şeklindeki bir sorunun cevabı, alışılmış olarak “idealler, hedefler, misyon ve vizyon iyi bilinmelidir” diye başlar. Bu tür çalışmaların tamamı için geçerli bir kanaatimle bitirmek istiyorum. Doğru şeyi, doğru zaman ve doğru mekânda söylemek yetmez; bunu doğru biçimde söylemek de gerekir. Geleneksel özellikleri hayli yüksek olan ve Batı’ya göre farklı özellikler taşıyan toplumumuzda yeniden yapılanmanın biçimi konusunda özgün çalışmalar yapmak durumundayız.

Değişim, Dünya durumu, İnovasyon - Yenilik, İş dünyası, İş kültürü, Teknoloji kategorisine gönderildi | , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum yapın